bugün
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı15
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz39
- iğrenç bir his tarif et35
- bik bik bu sözlüğün divasıdır14
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi18
- kruvasan ile kahvaltı yapmak8
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız19
- suriyeliler suriye'ye dönsün17
- memesi küçük olmak18
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek16
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği9
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi12
- icardi190526
- insana kendini kötü hissettiren şeyler26
- özgür özel11
- anın görüntüsü14
- yazarların ruh hali10
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekler arasından seri katil çıkmaması9
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- sel felaketinin nedeni cehapedir13
- fake hesabım için nick önerileri8
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması16
- ben bu davanın savcısıyım9
- sözlüğün en götü güzel kızı21
- düşün ki o bunu okuyor13
- 1 mayıs8
- ahirette sorulacak ilk soru8
- en yaşlı özelliğiniz13
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- oksijensizsu14
- güne bir şarkı bırak8
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması14
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
- kocamsunun hazırladığı sürpriz15
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge39
- club'a gidiyor musun diyen erkek9
- tilki ailesi8
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar12
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı24
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız8
- fatih terim'in yuhalanması11
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
entry'ler (395)
b*k gibi.
hiçbir bilgi deneyimi aşmaz ancak yine de a prioridir. (saf aklın eleştirisi)
harakiri toplum baskısı sonucunda gerçekleşmişse elbette karşı durmak şarttır ancak tamamen kişinin kendi iradesi sonucunda oluşmuş ise bir nevi intihardır ve karışmak diğer insanlara düşmez.
iki takım çıkarsa her hafta yapabiliriz bence. uzun zamandır futbol oynamayan biri olarak beni de yazmanızı rica edeceğim.
başta üstadlardan anthony quinn ve spencer tracy gelebilir. pek bilinmeyen jack nance de iyidir baya. hala yaşayanlardansa hopkins ve pacino baya iyiler. bruno ganzı da unutmamak gerek tabi.
insanlar önce para için çok çalışırlar ve sağlıklarından olurlar, sonraysa sağlıklarını geri kazanabilmek için biriktirdikleri paradan olurlar. bunun sonucunda ellerinde ne düzgün bir sağlık ne de para kalır ve bunca sene fazla çalışmalarının karşılığını bol miktarda zaman kaybederek alırlar.
kamu bimarına canan, devayı derdider insan,
niçün kılmaz bana derman, beni bimar sanmaz mı?
niçün kılmaz bana derman, beni bimar sanmaz mı?
victoria dönemi ingiliz edebiyatının en önemli romancısı charles dickensın, özellikle sanayi devrimi sonrasında oluşan toplumu ve insan biçimini en sert ve doğrudan eleştirdiği, diğer romanlarına oranla kısa sayılabilecek romanı. çoğu eleştirmene göre bir edebiyat eserinden çok bir politik eleştiridir. zira dickensın bu romanında hiçbir gizem yoktur, her şey doğrudan ve açık bir şekilde hatta biraz da abartıyla eleştirilmiştir. yazardan alışık olduğumuz sanat ve estetik bu romanda kendini sadeliğe bırakmıştır. ayrıca dickens bu romanında en büyük korkularından olan insanın ruhsuzlaşması ve insani duygularının yok olması gibi durumları sakin ve biraz da kafkavari bir gerçekçilikle ele almıştır.
romanlardaki zeki gösterilmek istenen karakterler, genelde zeki olduklarına inandırmak için uğraşırlar, ancak lord henryinin uğraşmasına gerek kalmamış, zira ağzını açınca bir dahinin konuştuğunu anlayabiliyorsunuz. tabi bu oscar wilde'ında ne kadar zeki olduğunu gösteriyor kanımca.
yazdıklarında şeytani bir yan var. kanımca en iyisi ve muhtemelen daha iyisi de gelmeyecek.
(bkz: troçki)
en son geçen yıl bir konferansına katıldığım ve sorularımı rahatlıkla sorabildiğim efsane anayasa hukukçusu. bu ülkede kendisine hukukçu diyen herkesin mutlaka tanıdığını ve en azından bir makalesini okumuş olduğunu düşünüyorum.
söylenebilir ne varsa açıkça söylenebilir, üzerine konuşulamayacak konularda ise susmak gerekir. (bkz: tractatus) (bkz: wittgenstein)
bilgisayarımda 400den biraz fazla sayıda film var ve bunlar yalnızca son 2 senede izlediğim filmlerin 8/10 u falan. yani sadece son 2 senede 500 film izlemişimdir. yani bence 724 film hiçte fazla sayılmaz, hatta 20li yaşlarındaki biri için bile az sayılır.
eğer karar veremiyorsanız, anayasa değişikliğinin neleri getirdiğini ve bunun sonuçlarında nelerin olabileceğini bilmemenizden kaynaklanıyordur. tavsiyem uzman anayasa hukukçularının (bkz: ibrahim kaboğlu) konu hakkındaki makalelerini okumanız ve konferanslarına katılmanız ve değişikliği kavrayarak kişisel kararınızı vermenizdir. kişisel görüşüm ise erkler ayrılığını ortadan kaldıran ve tek adama bu kadar yetki veren ancak bununla bağlantılı olarak yüklenmesi gereken sorumlulukların yüklenmediği bir sistem hukuk devleti ilkesine aykırıdır ve kabul edilemez. kanımca osmanlının son dönemlerindeki meclis+padişah sistemi bu sistemden daha kabul edilebilirdir, zira padişahın partisi yoktur, yani bence getirilmek istenen sistem padişahlıktan çok daha ötedir.
tanıdığım en kibar ve zarif adam olan sevgili hocam ibrahim kaboğlunun bir terör örgütü ile ilişkisi olduğunun iddia edilmesi pekte iyi bir şaka değildi. zira kendisi hümanizm ve hukuki düşünmeyi bana öğreten adamdır ve bu şaka pekte inandırıcı değildir.
daha önce muhtarlık seçimleri dahil hiçbir seçimde oy kullanmadım. zira gerek yoktu, muhtarın kim olduğu ya da kimin milletvekili olduğu pekte umrumda değildi. ancak getirilmek istenen anayasaya hayır oyu vermezsem bir daha kendime hukukçu diyemem. olay parti ya da şahıs meselesi değil, hükümet sistemi meselesi bile değil hatta, zira başkanlık sistemine karşı değilim. getirilmek istenen sistemin neden ''kabul edilemez'' olduğunu uzun uzun anlatmayacağım, isteyen olursa yazar özelden boş bir zamanımda basit basit anlatırım.
denetim mekanizmasının olmadığı bir ülkede hukuk devletinden bahsedilemeyeceği için.